Arambol

Bu sabah geç bir kahvaltı sonrası günübirlik Arambol’e gidelim dedik. Herkes “Anjuna çok turistik, Ruslar charter uçuşları ile akın ediyor, kafa dinlemek için Arambol daha sakin, daha otantik” falan diyor.

Otobüse binmeden önce köyde bir tur attık, Oxford süpermarkete uğradık. Anjuna’da iki süpermarket ve bu süpermarketlerde bir sürü Avrupa’dan ithal ürün mevcut. Ekmek satılıyor. Bunlar bugüne kadar, Hindistan’da turistik bölgelerde bile görmediğimiz şeyler.

Sonra otobüsle Mapusa’ya geçtik. Yolda Palolem’e giden iki İngiliz kızla muhabbet ettik. Kızlardan birini sırt çantası Arzu’nun geçen sene kullandığının aynısı idi. Bu sene yeğen Şafak onu Arjantin steplerinde parçalamış olmalı. Konu oradan çıktı, Arzu kıza yan bağları nasıl sıkacağını uygulamalı gösterdi.

Mapusa’dan Arambol otobüsüne bindik. Yol garip bir şekilde bize fazla gibi geldi. Sonuçta 15 kilometre bir şey olmalı. Yolda otobüsün lastiği patladı ama lastikçiye varana kadar, on dakika kimse bir şey olmamış gibi davrandı. Lastik değişiminden sonra bir sürü köylerden geçtik. Özellikle öğrenciler bindiler, indiler. Arzu’nun dikkatini köylerine gelen öğrenci kızlardaki “hava” çekti. Hepsinde burunlar havada…

Lastik tamiri
Lastik tamiri

Meğer biz ters yönden giden otobüse binmişiz. Böylece 15 kilometre yolu 2 saatte aldık. Arambol’e varınca kumsala indik. Bir yemek yedik. Etrafa biraz baktık. Açıkçası burayı da pek gözümüz tutmadı. Kumsal daha geniş ve uzun. Deniz dalgalı. Kumsalın etrafında restoranlar var. Kalacak yerlerin çoğu biraz içeride. Ana yol boyunca turistik dükkanlar sıralanmış. Palolem’de, Anjuna’da ve Arambol’de hep aynı ürünler, Tibet işleri. Bu ürünlerin çoğu artık uygun fiyatlara Türkiye’de de bulunuyor.

Bence Palolem bu ikisinden daha iyi. Kalacak yerler denize yakın ve ucuz. Deniz sakin. En önemlisi gece serin ve nem yok, rahat uyunuyor. Goa’ya gelecek olanlar öncelikle burayı düşünsünler. Elbette etrafta daha ıssız ve bakir yerler var. Palolem’de şimdilik bu denge de iyi durumda.

Arambol sokakları
Arambol sokakları

Dönüşte, gelişte ki hatayı yapmayıp bir saatte giden otobüse bindik. Arkamıza bir çift oturdu. İspanyol sandık ama Yunanlı çıktılar. Hemen koyu bir sohbet başladı. Özellikle yemek mevzu ve gezme anlayışı konusunda. Onlar, benim hafta sonu bineceğim trenle Mumbai’ye gidiyorlar. Devamında Delhi’ye kadar daha yirmi günleri var. Bize “hiç Yunanistan’a gittiniz mi?” diye sordular, “hayır” dedik. Onlarda dünyayı gezmişler ama hiç Türkiye’ye gelmemişler. Hemen bunun bir utanç vesilesi olduğu konusunda anlaştık ve onları kısa zamanda İstanbul’da görmek istediğimizi belirttik. Adresler alındı, verildi. Ayrılırken erkek olan “vallahi yeniden yolculuk falan, çok daralmıştım, sizlerle bu muhabbetten sonra tüm gezme enerjim yerine geldi, sağ olun, var olun” dedi. Kucaklaştık, vedalaştık.

Arambol'dan aldığım bandana
Arambol’dan aldığım bandana

Anjuna’da gece

Akşam hava kararırken Anjuna’ya döndük. Yani 15 kilometre ötedeki Arambol’e gidiş dönüş tam 7 saat sürdü. Akşam süpermarketten alış veriş yaptık. Deniz kerarında Janet&Jonh’s da canlı müzik vardı. Burada rock tarzı, hemen bitişikteki Little LiliPut’ta ise tekno… Sesler sonuna kadar açılmış, rekabet hat safhada idi.

Bu arada bikinili gibi bir kız mikrofona geldi “birileri bana fahişle dedi, evet fahişeyim çünkü İspanyolum” gibi bir şeyler söyledi. Pornovari seslerle müziğe eşlik etti. Sonra gitti milletin önünde erotik danslar yapmaya başladı. Hintli bir kadın kalktı kıza bir yumruk geçirdi. Mekanın sahibi olduğunu sandığımız biri mikrofondan “insanlar burda uyuşturucu kullanıyor sonra da ne yaptığını bilmiyor, bakın ben alkol alıyorum, sizde alkol alın” deyince, müzik yapanlardan biri “uyuşturucu almazsam burda ne işim var” dedi. Bu arada aşağı kumsala düşen kızla kimse ilgilenmedi, o da bir süre orada yattıktan sonra kalktı ve gitti. Daha sonra mekandaki bir sürü yabancı yumruk atan kadının masasında toplandı. Bu ekip geceye doğru havai fişeklerle bir gencin yaş gününü kutladı. Ben kıza o eleman vurdu zannetmiştim, Arzu kadının vurduğunu görmüş. Biz de bu arada 250 rupiye açık büfe olduğunu unuttuğumuzdan Arambol’de yemiştik. Sadece birer bira içip hemen iki bina arkada olan kaldığımız yere döndük. Zaten plaja inmek için bu Janet&Johns’un içinden geçmemiz gerekiyor.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Bir Cevap Yazın