Dün ve bugün Cape Town’a indik, evde takıldık, ufak tefek alış verişlere gittik, öyle geçti. Cape Town’da öylesine dolaşılacak iki yer var.
Biri, liman, özellikle de burada bulunan Waterfront AVM. Burada Güney Afrika’nın meşhur deniz ürünleri restoran zinciri Ocean Basket, bir fastfood tarzında olsa da manzarası ve özellikle fiyatı 🙂 ile hoşumuza gitti.
Öbürü de Long Street Çevresi, Greenmarket meydanı falan. Burası genel olarak turistlerin takıldığı yer. Bu nedenle civarda hediyelik eşyalar satan yerler, kafeler, restoranlar falan bol miktarda var. Hemen köşede göze çarpan büyükçe mekanlardan biri de Mesopotamia Kurdish Restaurant.
Merkezden misafir olduğumuz eve banliyö treni ile dönüyoruz. İstasyonun yakınında büyükçe sayılabilecek bir süpermarket var. Bir buçuk kilometre mesafe ile eve en yakın o. İşletmecisi Müslüman olduğundan alkollü içki bulunmuyor. Anladığım kadarıyla bu Spar gibi uluslararası bir şirkette bu problem oluşturmuyor. Konu ile uzaktan alakalı bir başka olay ise, biraz şehir dışında, ucuzluğu ile meşhur bir süpermarkette, tedarik güçlüğü dolayısı ile artık helal et satamayacaklarını belirten bir özür duyurusu gördük.
Enteresan olaylar
Mesela, burada Hristiyanların dini tatili pazar günü ve akşam içki satışı yasak. Sadece belli bir kaç yerden alınabiliyor. İspanya’da yaşayan bir arkadaşım, İspanya Katolik Hristiyanlığını, dünyada sadece tekmiş gibi kör gözüm bellediğinden, buna asla inanmadı. Kilisede şarap sunulan bir dinde bu asla olamaz dedi ve bizi kandırdıklarını bile iddia etti.
Neyse, alış verişi yaptık, poşetleri yüklendik eve doğru giderken, bizim için normal olan bu davranışın, Cape Town’lu beyazlar için olmadığına anladık. Beyaz bir çift, elinde dolu dolu poşetlerle Rondebosch çayırı kıyısından yürüyor. Arabaları ile yanımızdan geçen beyazlar, bize kah acıma ile (beyaz ve yürüyor, ekonomik kriz nerelere dayandı), kah dehşetle (şimdi bir zenci çıkacak, ellerindeki mallar için bunları kesecek), kah utançla (hızlıca bir bakış atıp baş çevirenler) bakıyorlar. Bunları abarttığımı sanabilirsiniz ama inanın böyle oldu…