Bugün flamingo’ları görme, karlı dağlara yanaşma ve dört bin metredeki gölleri görme turunu yaptım. Sabah sekizde hostelden aldılar, akşam beş gibi geri döndük. Rehber dünkü Jaime. Ömrümde ilk defa 4280 metre yükseğe çıktım.
Bu turun tam adı, Altiplanic lagoons+Atacama tuz gölü. Tur fiyatı 28 bin pesos artı 5 bin park girişleri. (Eğer Bolivya’ya gidecek ve iki gece üç günlük turu yapacaksanız, bu tur tamamen gereksiz. Aynı dağlar, göller ve aynı flamingolar. Üstelik daha güzel)
Turda ilk olarak Soncor – Chaxa rezerv alanında flamingoları görmeye gittik. Çok fazla flamingo yoktu. Ufak bir göl, arkada karlı dağlar, bir kaç fotoğraf, o kadar.
Sonra arabayla epey bir gidip dağlara doğru çıktık. Yolda daha sonra yemek yiyeceğimiz Socaire köyünün tarihi kilisesini ziyaret ettik. Bilmem kaç yüz yıllık kiliseyi restore adı altında yeniden yapmışlar. Bir tek tepesinde çiçeklerle süslenmiş bir haç bulunan çan kulesi biraz orijinal bir şey olarak kalmış.
Dört bin metre
Köyden sonra dağlara doğru epey bir devam edip park alanı girişinde beş bin peso tutan biletleri aldık. Bizdeki gibi, bileti fiyatını tura dahil edip, rehbere toplu bilet aldırmıyorlar. O nedenle gereksiz yere kuyruk, liste kontrolü vesaire oluyor. Akıllarınca satarken turu daha ucuz gösteriyorlar. Burada yüksekliği rehber 4280 metre dedi ama benim GPS 4242 metre gösterdi. Herhalde kalibrasyon ve hata payı farkından olmalı. Sonra biraz inip gölleri dolaştık. Ufak bir yürüyüş yaptık. Burada sadece işaretli alanlar içinde yürünebiliyor.
Dönüşte Socaire köyünde ufak bir lokantada yemek molası verdik. Önce bir şey yemeyecektim. Dün herhalde üzümü yıkadığım sudan ishal olmuşum. Chaxa gölünde tuvalete son anda yetişmiştim. Şansıma gruplar gitmiş, tuvalette sıra kalmamıştı. Sonra biraz pilav ve biftek yedim. Et beklemediğim kadar lezzetli idi. Pilavın yanında ise bugüne kadar tanımadığım bir tahıl vardı. (daha sonra Bolivya’da ne olduğunu öğrendim)
Yemekten sonra düze inip Toconao köyünü gezdik. Biriket evler bulunan, hiç bir özelliği olmayan bir yer. Bir kaç tane hediyelik eşya satan dükkan, zavallı bir kilise.. rehber kiliseyi ve önündeki kerpiç çan kulesini anlatırken, ne söylesin özgün mimari falan dedi, kaktüsten yapılan kapıya iki deri şerit koymuşlar, önemli özellik olarak gösterdi. Üstelik şeritlerden biri de kopmuştu. O an aklıma Ayasofya, Süleymaniye, Efes falan geldi.
Bu köyde bir de yeşillik alan var, incir, nar ağaçları.. aslında oraları da gezdiriyorlarmış. Grupta Santiago’lu bir kız var, daha önce bu turu yapmış. O söyleyince rehber ikimizi oraya götürdü. Ufak bir kanyon var, içinden bir dere geçiyor. Üzerinde de bir köprü varmış. O köprüden karşıya geçiyorlarmış. Geçen sel köprüyü, civardaki bazı evleri yıkmış. O nedenle bahsetmemiş.
Hasta oldum
Toconao’yu da gördükten sonra hostele döndüm. Sonra çıkıp para çektim, patates alıp haşladım. Yarın Uyuni’ye gideceğim. Biraz halsizim. Gerçi bugünkü yükseklik bu şartlara rağmen etkilemedi. Karadeniz geninden olsa gerek. Ama yarınki daha zor olacak.
Bu hazırlıkları yaparken Koray’la başlayıp Paraguay macerasını yaşayan Çağdaş gündüz gelmiş, not bırakmış ama akşam Santiago’ya gideceğinden sadece selam yazmış. O sırada onunla Facebook’tan buluşup yazıştık. Beş dakika ötede olmasına rağmen, benim hasta halim, hazırlıklar falan, onun da otobüs zamanı gelmesi sonucu görüşemedik.
Yarın, ilk gün çölde yatılacak olması, doğal olarak duş muş olmaması nedeniyle patatesler haşlanırken, bir duş alayım, erkenden yatıp ertesi güne sağlam yola çıkayım dedim, hayatımın hatasını yaptım…
Bu San Pedro Backpackers hostelde her şey iyi de, duş olayı biraz sorunlu, yada bana denk geldi. Sayı olarak yeterli, dört tane banyoları var. Ama kullandıkları şofbenler açık havada olduğundan iki de bir rüzgardan sönüyor. Dün tüp bitti, yarı ıslak öbür duşa gittim. Bugün kız geldi, kontrol etti, yaktı.. ama tam duşun ortasında yine söndü. Zaten ishalden zayıf düşmüş durumdayım, bir buz gibi suyla durulanınca şifayı kaptım. Ama gece çıkan ateşin ishalden mi, soğuk algınlığından mı olduğunu bilemediğimden parasetemol’a başlamadım. Sonuçta gıda zehirlenmesi daha ciddi. Bir de ilaçları karıştırmak istemedim. Gece böyle geçti.