Altı gün önce yağışlı Cozumel’de hiç bir şey yapamadan feribota binip Playa’ya geçtim. Sonra da Tulum’a geldim. Aralarında fazla bir mesafe yok, dakika başı collectivo dedikleri dolmuş minibüsler çalışıyor.
Ben Playa del Carmen’de iskeleye varınca doğrudan yolun karşısında bulunan ADO otobüs terminaline gittim. Biletimi de Las Ruinas yani Tulum ören yerine kadar aldım. Çünkü kalacağım hostel Lobo Inn ören yeri girişindeki ADO terminalinin tam karşısında, biraz sola doğru..
Aslında burayı ziyaret etmek ve plajına gitmek için Tulum’da kalmaya gerek yokmuş, Playa’dan da günü birlik gelinebilirmiş. Neyse çevrede cenoteler falan da var diye Lobo Inn’e üç günlük rezervasyon yaptırdım. Şehir ya da daha doğrusu kasaba beş kilometre daha ileride.
Lobo İspanyolca kurt demek, sahibi bir Alman, kendisini Lobo diye çağırıyoruz, kolunda falan kurt dövmesi var. Adama Türkiye’de Ülkücüler var duydun mu dedim, kurt falan aynı.. duymamış.
Yani Tulum Ören yerini ziyaret için üç seçenek var. Playa’da kalırsın, dolmuş otobüs neyse günübirlik gelir dönersin. Tulum’da kalırsın, ören yerine bisiklet ya da dolmuşla, üç lira, gelirsin. Son olarak da benim gibi Lobo Inn’de kalırsın, ören yeri kara yolu girişinden beş yüz metre ileride, tabii plajlar da.
Lobo Inn müşterilerine böyle sapa bir yerde olduğundan bedava bisiklet veriyor ki özellikle cenotelere gitmek için büyük avantaj.
Tabii ben bu bisikleti hala tam olarak öğrenemediğim için bu olasılığı kullanamadım. Kendime kızıyorum ama fayda etmiyor.
Neyse hostele yerleştim, bisiklete binemediğimden dolayı yarım saat yürüyüp kirlileri en yakın çamaşırhaneye verdim. Bu sırada daha dolmuş olayına ayıkmamıştım. Sonrası hostelde oyalanıp günü bitirdim.
Ertesi gün, ören yerine gittim. Artık açıklamaları okumak, falan oldukça sıktığı için, özet olarak anlatayım, burasını Mayalar yapmış ya da onlarla alakalı birileri. Zaten daha fazlasını bilsem ne olacak, arkeolog mu olacağım. Taşları üst üste koymuşlar, binalar falan yapmışlar 🙂 hatta bir tanesinde rölyefler bile vardı. aAyrıca ören yerinde bol bol İguana var ki, turistler en çok onlarla ilgilendi. Bir de ağaç dalında yatan kuyruğu uzun köpek kadar bir hayvan vardı ki, ne olduğunu bilmiyorum. Rehbere para vermeyince böyle oluyor işte. Siz siz olun böyle angut gibi dolaşmayın. Rehberlerin bilgi ve tecrübelerinden yararlanın.
Ören yeri açıkçası idare eder, vakit geçiriliyor. Yalnız biraz daha erken gitsem iyi olacaktı, turist gruplarının baskınına maruz kalmayacaktım. Cozumel’de aynı odada kaldığımız Çinli kızı gördüm. Onunla biraz takıldık. Sonra öğlene doğru hostele dönüp mayomu falan aldım, tekrar aynı yere dönüp bu sefer plajlara doğru yollandım. Plaj pazar günü olmasına rağmen sakin, hava güzel, su güzel. Akşama kadar süper zaman geçirdim.
Akşam dolmuşa atlayıp şehir merkezine gittim, yemek yedim, para çektim vesaire..
Üçüncü gün bir uyandım baş ağrısı, burun tıkalı ve ateş. Tam geçti dediğim grip ya da soğuk algınlığı her neyse yeniden nüksetti. Böylece kalan dört gün hostelde yorgan döşek yattım. Son gün yani yazıyı yazdığım bugün biraz düzeldim ama bu sefer de hava kapalı, yağdı yağacak.
Yaklaşık iki haftadan fazla bir zamandan beri bu durumdayım. Bana hep sorarlar gezilerde hasta falan olmuyor musun? ki bu zaman kadar hiç böyle olmamıştı. Ha bazen günlük soğuk algınlıkları, ufak ishal durumları falan oluyor ama böyle uzun süre hareket etmemi kısıtlayıcı bir durum olmamıştı. Hatta İstanbul’a döner dönmez hemen bir grip falan bulaşırdı, ben de bak vücut kendini ayarlıyor eve dönene kadar direncini en yüksek seviyede tutuyor diye hipotezler üretirdim. Ama bu sefer ki gerçekten yıpratıcı oldu, tam geçti diyorum bir plaj yapıyorum tekrar nüksediyor. Nazar değdi herhalde 😉
Bir başka aklıma gelen de ben hiç vitamin falan almazdım. Bu Küba olayı başlarken jetlag falan olmasın diye, sağdan soldan duyduklarımla bir araba yükü para verip Pharmaton aldım. Acaba diyorum bu gereksiz aldığım vitaminler mi dengemi bozdu.
Yarın Valladolid’e gidiyorum. Buranın meşhur cenotelerini maalesef duygusal nedenlerden göremeyeceğim. Plaja ise bir haftada ancak bir gün gidebildim. Havanın kötü oluşu, hastalık olayı, dengue stresi, turistik fiyatlar falan bu Meksika olayına ısınamadım. Artık yukarılara doğru bakalım neler olacak.