Üç ay sürecek Uzakdoğu izlenimlerinin yer alacağı “seyyah oldum, gezerim” görüldüğü şekilde İnternet aleminde yerini almış bulunuyor.
Seyahatimiz (ben ve Arzu), yarın, çarşambayı perşembeye bağlayan gece Katar Havayolları ile Doha’ya uçarak başlayacak. Doha’da bir gece kaldıktan sonra Tayland’ın başkenti Bangkok geçeceğiz. Katar Havayolları biletini İnternet üzerinden kişi başı 545 Euro’ya aldık. Katar Havayolları dünyanın 5 yıldız bir kaç havayolu şirketinden biri “imiş”… İstanbul’a dönerken Doha’da geceleme yok, 6 buçuk saat hava alanında bekleyeceğiz. Hadi hayırlısı diyelim, seyahatimize başlayalım.
Aşı durumu
Şimdi uzak yerlere gidiyoruz, üç ay, merak edenler olabilir. Bu memleketlere gitmek için aşı falan gerekiyor mu? vize lazım mı? hasta masta olursak n’aparız? Aşı; resmi olarak gerekmiyor, ama, benim anladığım, olsa çok iyi olur. Bu yüzden bugün Sıraselviler’deki Sağlık Ocağında Tetanos aşısı olduk. Hepatit için ise geç kalmışım. Tetanos aşısını tek aşı zannediyorduk ama değişmiş, bir ay sonra ikincisi, sonra üçüncüsü, üçe kadar devam etmeliymiş, ama ikinciyi üç ay sonra da olabilirsiniz dediler. İlk aşı belli bir koruma sağlıyormuş. Omuzdan bir iğne, o kadar… acıtmıyor 🙂
Vize olayı
Katar vize istiyor. İlk transit geçişte Doha’da kalacağımız bir gece için gereken vize havayolu şirketi tarafından halledildi. Dönüşte, vize olayıyla uğraşmamak için 6 buçuk saat alanda beklemeyi seçtik.
Tayland vize istemiyor, diğer gezmeyi düşündüğümüz ülkeler Vietnam, Kamboçya falan ise kolayca veriyorlar (Vietnam bu satırların yazıldığı tarihte veriyordu, sonradan üçüncü ülkelerden alınan vizeler için sorun çıkarmaya başladı. Bu durum her an değişebileceğinden, gitmeden önce son durumu bir araştırmak gerekiyor). Yaptığımız araştırmalar ve giden arkadaşların tavsiyeleri üzerine vizeleri Bangkok’tan almaya karar verdik. Hem daha kolay hem daha ucuzmuş. Ama örneğin Laos, Kamboçya, Myanmar İnternet üzerinden bile vize veriyor, ve hatta Türkçe siteleri var. Yani 20-30 doları verirsen bir şekilde halloluyor.
Son detaylar
Hastalık falan durumu için Garanti Bankasından sigorta yaptırdık, daha kapsamlı gözüken ikinci alternatifi seçtik, ki sadece iki alternatif var. Telefonla adam başı 30 euro ödeyerek o iş de halloldu, hp officejet 5510’un faksı nihayet bir işe yaradı. Bu arada anti-parantez, bu hp Arzu’nun. Ben nedense hp’nin hiç bir ürünü almamaya çalışırım. Yazıcı ve tarayıcıda “Epson’cuyum”. (Bu sigortayı İnternet Bankacılığını kullanarak da yaptırabilirsiniz, 2009 Hindistan ziyareti öncesi öyle yaptık)
Üç ay boyunca Nokia E65 cep telefonu ile çektiğim fotoğrafları flickr’a yükleyeceğim (sonradan değişti, linklere bakın). Bunun nedeni, E65 ile çektiğim fotoğrafları Wi-fi bağlantısı ile basit ve hızlı bir şekilde sayfaya yerleştirmem. Ayrıca fırsat bulunca Panasonic FZ30 ile çektiğim fotoğrafları da sayfaya bağlamaya çalışacağım. (Daha sonra, Bangkok’tan aldığımız mini bilgisayar, Asus Eee Pc ile Flickr’a fotoğraf göndermek çok kolay olduğu için telefonla uğraşmadım, FZ30 ile çektim ve gönderdim, dönüşte de hepsini picasa’ya yükledim, belki flickr’a tekrar yükleyeceğim)
ersoy bey çok güzel çalışma yapmışsınız teşekkürler iyi çalışmalar.
Hadi iyi yolculuklar Ersoy Bey. Kendinize dikkat edin adamlar ufak tefek ama karate falan bilirler. Bir şey lazım olursa arkanızdayız.